18 Ocak 2012 Çarşamba

BU HAYATTA NE EKERSEN ONU BİÇERSİN...


                  Küçük bir kasabada acımasız mı acımasız bir ağa varmış .Kasabadaki insanlar bu ağadan çok korkarlarmış  .Kasabalıyı köle gibi kullanan ağa onları tarlada çalıştırır bir gram ne ekmek ,ne para verirmiş.
Bu kasabada sadece ağanın tarafında olanlar doyarmış.Geri kasabalı ise açlık ve sefalet içinde yaşarmış .Bu kasabada günler ayları ,aylar yılları kovalamış.En sonunda ağa amansız bir hastalığa bir hastalığa tutulmuş.Gelişmiş kasabalardan hekimler gelmiş  ama ne çare  ağa kurtulamamış.
Tek  tedavisi karşıki karlı dağlardan gelecek olan mor çiçeği   suyu imiş .Hekimler  kim gidecek tartışması yaparken ağanın sağ kolu olan Ahmet Ağa dan bir fikir çıkmış .Hekimler  Ahmet Ağayı  dikkatlice dinliyorlarmış .
Kasabalıya ödül verilerek içlerinden dayanıklı  ,güçlü bir delikanlıyı seçip gönderelim demiş.Hekimler o karlı dağa hiç kimse  gitmez demiş . Ahmet Ağa ;bizim kasabalının karnı açtır ne olsa yaparlar demiş.Bunu gidip ölüm döşeğinde olan ağaya söylemişler .Ağa zaten para göz biri olduğundan ödül verilmesini istememiş .Derler ya cimri her yerde cimri diye .
Ahmet Ağa yalvarmış parayı mezara götüremezsin gel etme servetinden bir şey kaybetmezsin dese de .Ağa bu işe yanaşmamış ağa iyice kötüye gidiyormuş Ahmet Ağa ona söylemeden ilan vermiş.
Kim karşıki karlı dağdan İbrahim Ağanın tek kurtuluş   şansı olan mor çiçeği  servetin yarısı demiş vereceğim demiş.
Kasabalı ise onların köle gibi kullanan kullanan ağaya yardım etmek istemiyorlarmış. Artık ağanın hiç şansı yokmuş .
Hani eden bulur derler ya onların ki de bu hesap.
Kefenin cebi yok ki Dünyadakini ahrete götüresin.
                                                          Emine Sıkıcıoğlu 8-B

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder